13 Ocak 2012 Cuma

Çocukların bu kadar saf ve sevgi dolu olmaları, bu kadar yalansiz olmaları...

8 Ocak 2012 Pazar

çocuğa şiddet ve kendi çaresizliğimiz



Çocuğa şiddetin ne kadar yanlış olduğunu yazmayacağım ama bununla ilgili insanların fark edemedikleri bir noktaya değineceğim. Kaç yaşında olursa olsun çocuğuna fiziksel şiddet uygulayan erkek olsun kadın olsun herkes güçsüz ve hastadır. Bu kadar basit. Kim olursa olsun. Burada şiddetten kastım ağzına pat yapmak veya uyarı niteliğinde bir tokat değil. Bildiğin 5 6 yaşlarındaki çocuğa tekme tokat dalan var. Kızgın şişle dağlayan var. 5 yaşından 14 yaşına kadar hiç fark etmiyor tecavüz var. kaynar sularla yıkayan, camdan aşağı atan, kızının göğsüne ütü basan, ayakkabıyla kemerle sopayla tencereyle eline ne geçerse onunla şiddet uygulayan var.

bir insan 5 yaşındaki çocuğa tecavüz ediyorsa hastadır. tecavüzün her türlüsü hastalıktır gerçi ama konumuz çocuklar.13 yaşındaki kızı 26 kişiye pazarlıyorsa hem pazarlayan, hem kızla beraber olan hem de bunlara para için göz yuman herkes hastadır. polise kocam oğlumuzun kolunu kırdı desen aile meselesi diyor, doğuda 11 yaşındaki kızlar evlendiriliyor, tecavüze uğrayanlar o adamlarla evlendiriliyor, ensest almış başını gidiyor.

çocuk ya adı üstünde. senden güçsüz. kalkıp sana zarar veremez. aynı ölçüde sana yumruk atamaz. kolunu kırsan ağlar. sana kin tutamaz. çocuklar kin nefret bilmez ki. oyun bilir, patates kızartması bilir, top bilir, kamyon veya bebek bilir. başka bir şey bilmez. ona şiddet uygulayan insanlar zayıftır. zayıf ve hastalıklı. aynı zamanda çaresizdir de çünkü kendisinden güçsüz olan bu masum yavruya şiddet uygulamakla tatmin oluyor. çaresiz çünkü ondan daha güçlüler bunu ezince hırsını evladından çıkarıyor. hayata olan kadere olan hıncını evladından cıkarıyor.en ufak hatasından basıyor tokadı tekmeyi.

Çocukların da hakları var. fiziksel güçsüzlükleri onların daha çok hakkı olmasını gerektirir. cocuğuna şiddet uygulayan herkes cezalandırılmalı. herkes!

Peygamber Efendimiz çocuklarını ve torunlarını çok severdi. Onlara asla vurmamış, onlarla oyun oynamış, kız çocuklarını çok sevince, kız çocuklarını diri diri gömen Araplar tarafından anlaşılamamış, torunlarıyla oyunlar oynamıştır. Peygamber Efendimiz, adı üstünde ya Peygamber bu adam, namaz kılarken tepesine çıkan, seccadesinde oyun oynayan çocuklara kızmamış. Onun sabrı bizde yok. Onun ahlakına sahip olmamız mümkün değil. Ama öğrenecek çok şeyimiz var.

Ne olur çocuklarınıza iyi bakın.

30.03.2011 tarihi ve mobese



haber aynen şöyle: KİLİS’te bir kavşağa oturup pastanın üzerine koydukları mumu yakarak doğum günü kutlamak isteyen 2 çocuk, kibritle mumu yakamayınca kutlamayı Mobese kamerasında izleyen polisler imdatlarına yetişti. Bir ekip, çocukların yanına giderek mumu yaktı.

Halkın güvenliği için sokaklara yerleştirilen Mobese kameralarına Kilis’te trafik kazalarının yanı sıra henüz kimliği saptanamayan 6-7 yaşlarındaki 2 çocuğun doğum günü kutlama çabası yansıdı. Mobese merkezindeki görevliler, Hacı Cümbüş Kavşağı’na gelen 2 çocuğun çimlerin üzerine oturduktan sonra beraberlerinde getirdikleri pastaya mum koyup kibritle yakmaya çalışmasını fark etti. Kendi başlarına doğum günü kutlamaya çalıştığı anlaşılan çocuklar, neredeyse bir kutu kibriti bitirmelerine rağmen mumu yakamadı. Emniyet Müdürlüğü Mobese merkez görevlileri, kameralara kaydedilen doğum günü kutlamasına yardımcı olmak istedi. Kavşağa bir polis ekibi sevk edildi. Kavşağa gelen polisler, miniklerin bir türlü yakamadığı mumu çakmakla yakıp, çocukların üfleyerek söndürmesini sağladı. Bu şekilde doğum günü kutlamaktan oldukça memnun görünen küçük çocuklar, ardından ekip otomobiliyle evlerine götürüldü.

Bu haber geçen aklımıza geldi Sibel Ablamla. İkimizin de gözleri doldu. Vicdandan daha önemli neyimiz var?

Bazen

Bazen düşünüyorum da bu cocuklar büyüdüklerinde nasıl birer insan haline gelecekler, neye benzeyecekler? Hayatları nasıl olacak? Ben veya biz yanlarında olacak miyiz? Mesela liseye gittiklerinde eve üstleri basları pislenmis kravatları dağılmış ama sacların jolesi bozulmamış gelecekler mı? Kızlarla takilip onlara hediyeler alacaklar mı? Sivilceli ve bıyıkları yeni yeni terleyen gür sesli ergen halleri neye benzeyecek? İlk kız arkadaşları ilk ayrılıkları kitapları bilgisayarları stajları konuşmaları giyinisleri her seylerini merak ediyorum. Hem hic büyümesinler istiyorum hem de bir an önce büyüsünler istiyorum!

Çocuk sahibi değilim ama olsam yine aynı şeyleri düşünürdüm. Şu anda beslenmesinde giyinmesinde vb. bana muhtaç olan bu şey (yani cocuk!) büyüdüğü zaman kendi beslenecek, kendi seçtiklerini giyecek, kendi seçtiği insanlarla ilişki kuracak kısaca bir birey haline gelecek. O zaman beni neler bekleyecek? Nelerle karşılaşacağım? neler yapmalıyım? nasıl davranmalıyım? şimdi kreşe onu bırakırken veya sevdiği çorbayı yaparken sevinen beni öpen veya aldığım oyuncağı görünce havalara uçan bu çocuklar büyüdüklerinde bu kadar kolay mutlu olmayacaklar. Başka şeyler arayacaklar. nasıl hazırlıklı olmalıyım? bunları dusunmeyen ana baba olmaz olamaz. cocugumuz ıcın calısıyoruz kopekler gıbı dıyenlere uyuz oluyorum. senın o cocugu okutman yetmez. ondan yaratacagın bırey ıcın de ahlakı anlamda calısmalısın.

hem çocuk dediğin o kadar güzel bir şey ki. Anne baba olmak dünyanın en berbat şeyi o ayrı.Bakıp büyüttüğün binlerce emek ve fedakarlıkla büyüttüğün evladın yeri geliyor sana bağırıyor seni dinlemiyor bazen sana psikolojik ve fiziksel şiddet uyguluyor. ne kadar acı. ama cocuk buyuyene kadar harika bir şey bence. senin ve çevrenin şekillendirdiği bir kil sanki. o kilden neler yaratacağın sana bağlı. sen o kile sevgi saygı sevinç neşe emek katarsan bir sanat eseri yaratıyorsun. ama o kile bıkkınlık, bezginlik, dayak, küfür katıyorsan, hayatın acısını o kücücük yavrudan cıkarıyorsan yarattıgın sey senin kopyan oluyor. o da bıkıyor hayatından. o da dayak atıyor evladına.

bence dedeler, ananeler veya babaneler torunlarına iyi bakmalılar. evlatlarınızın kendı cocuklarına davranısları sızın eseriniz. siz evladınızı zayıf not alınca doverseniz, yemegı begenmeyıp iğk iğrenc deyıp cope atarsanız, sukretmeyı degıl yetınmemeyı ogretırsenız, gecım derdı olsun baska dertler olsun her sıkıntıyı cocuga yansıtırsanız o da evlatlarına aynısını yapacaktır. bu bir kural gibi. bazen de davranısları kotu anne ve babalardan harıka evlatlar cıkıyor. onlar kendı anne babalarına benzememek ıcın ıyı bırer ebebeyn olmak ıcın calısıyorlar. takdır edılesı bır tutum.

bızım yavrularımız cok sukur ıyı sekılde bakılıyorlar, sevılıyorlar, mutlu cocuklar onlar. cocuk aldıgınız montun burberry olmasına bakmıyor, gap sweatshırt gıymese de olur onun ıcın. o sadece sızın sevgınızı ıstıyor. unutmamak lazım. hatırlamak lazım. kolay degıl hayat hengamesınde ama cocugun sevgıyle neseyle buyudugunu fılızlendıgını unutmamak lazım.



Neler neler

Kivancin klozetin uZerinde bu sekilde oturması o kadar komik ki! Bir de sarki söylüyor sürekli winnie the pooh söylüyormuş:

Ham ti tam tam ham ti tam tam gobusum cok acıkıyor!

Kivancin yüz anatomisi bir garip. Kocaman bir kafa küçücük burun ve ağız. Böyle bir profilim olsa dunyayı fethederdim ki!

Sonra İki kardes yiğit ve efe aslında bazen iyi anlaşıyorlar bazen birbirlerine vuruyorlar ama genelde efe yigiti öpüyor yiğit Efe'nin sırtına çıkıp sacını öpüyor falan.